Kurumsal Karbon ve Su Ayak İzi Hesaplamaları
Günümüzde şirketler, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çevresel etkilerini ölçmek ve azaltmak için karbon ve su ayak izi hesaplamalarına büyük önem vermektedir. Karbon ayak izi, bir işletmenin doğrudan veya dolaylı olarak atmosfere saldığı toplam sera gazı emisyonlarını ifade eder ve genellikle CO₂ eşdeğeri (CO₂e) cinsinden hesaplanır. Su ayak izi ise bir kuruluşun su tüketimi ve su kaynakları üzerindeki etkisini gösterir ve tatlı su kullanımını analiz eder.
Bu hesaplamalar, ISO 14064, GHG Protocol ve ISO 14046 gibi uluslararası standartlar doğrultusunda gerçekleştirilir. Karbon ayak izi, enerji tüketimi, lojistik, üretim süreçleri ve tedarik zinciri gibi faktörlere bağlı olarak ölçülürken; su ayak izi, doğrudan kullanılan su miktarının yanı sıra üretim süreçlerinde tüketilen "gizli suyu" da kapsar.
Kurumsal karbon ve su ayak izi hesaplamaları, şirketlere daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirme, operasyonel verimliliği artırma ve yasal uyumluluğu sağlama konusunda yol gösterir. Aynı zamanda, karbon ve su tasarrufu sağlayan stratejilerle maliyetleri düşürmek ve çevre dostu bir marka imajı oluşturmak için kritik bir adımdır.

Türkiye’de karbon ve su ayak izi hesaplamaları giderek daha fazla önem kazanmakta ve çeşitli düzenlemelerle desteklenmektedir. Paris Anlaşması ve 2053 Net Sıfır Karbon Hedefi doğrultusunda, işletmelerin karbon salınımlarını ölçmesi ve azaltması teşvik edilmektedir. Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve Raporlanması Yönetmeliği kapsamında, belirli sektörlerde faaliyet gösteren büyük ölçekli firmalar için karbon ayak izi raporlaması zorunludur.
Su ayak izi konusunda ise Türkiye’de henüz kapsamlı bir yasal zorunluluk bulunmamakla birlikte, Su Verimliliği Stratejisi ve Eylem Planı gibi ulusal politikalar su tüketiminin ölçülmesini ve azaltılmasını teşvik etmektedir. Özellikle sanayi, tarım ve enerji sektörlerinde su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi giderek daha fazla gündeme gelmektedir.
Türkiye’de karbon ve su ayak izi hesaplamaları için işletmeler ISO 14064, GHG Protocol ve ISO 14046 gibi uluslararası standartları kullanmaktadır. Ayrıca, TÜBİTAK, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi kurumlar karbon ve su yönetimi ile ilgili projelere destek sağlamaktadır. Özellikle Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında, Avrupa’ya ihracat yapan firmalar için Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM) gibi yeni düzenlemeler nedeniyle karbon ayak izi raporlaması kritik hale gelmiştir.
Şirketler, bu sürece uyum sağlamak için yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği projeleri, su geri kazanımı ve sürdürülebilir üretim teknikleri gibi stratejiler geliştirmeye yönelmektedir.
Daha detaylı bilgi için lütfen bizimle iletişime geçiniz..!